www.uyan.de




BAĞIMSIZ AYLIK DERGİ
 

Sel gider sistem kalır

16 Şubat 2012 Perşembe Taraf Gazetesinden

Eski parayla bir katrilyon...

Yeni parayla bir milyar lira...

Dolarla söylersek yaklaşık 600 milyon dolar.

Yüz “devlet” ihalesinden elde edilen vurgunun parasal karşılığı bu.

Çok hükümetler geldi, çok hükümetler gitti, çok kavgalar yaşandı, çok dövüşler oldu ama soygun hiç bitmedi, hiç bitmiyor.

Yaşanan bütün kavgaların asıl nedeni de bu zaten.

İktidara gelen, taraftarlarına devlet kesesinden büyük paralar dağıtma imkânına kavuşuyor, iktidarın asıl çekiciliği parayı dağıtma mekanizmasının kontrolünü ele geçirebilmesinde.

Bu ülkede medya denen garabet neden köpek eniği gibi “korkuyorum, korkuyorum” diye iktidarın ayakları dibinde yuvarlanıp duruyor, çünkü onlar da bu paradan pay almak istiyorlar.

Ortada, halktan topladığın ama halkın denetlemesine izin vermediğin büyük bir para olduğunda her şey çarpılır.

Ne savaş biter, ne çete biter, ne kavga biter.

Demokrasi dediğiniz şeyin özü, halkın devlete verdiği paranın harcanmasını kontrol edebilmesidir.

Demokrasi oradan başlar.

Demokrasi istemeyenler niye istemez demokrasiyi?

Çünkü paranın denetimini halka kaptırmaktan hoşlanmaz.

Devlet parayı canının istediğine dağıtabildiğinde, devletin başına geçen adam da herkesin “patronu” olur, böyle lüksü kim kaybetmek ister?

Demokrasi ve “temizlik” sözü veren AKP, ihale yasasını kaç kere değiştirdi biliyor musunuz?

On sekiz kere.

Niye?

Çünkü Avrupa Birliği standartlarını Türkiye’de geçerli olmasını istemiyor.

Avrupa Birliği, kendi ihale yasasında özellikle iki meseleyi kesinleştirmek istiyor, birincisi paranın harcanmasını şeffaflaştırmak, ikincisi de bu şeffaflık sayesinde yapılacak binaların, yolların, hastanelerin, okulların, barajların sağlamlığını, dolayısıyla da insan hayatının güvenceye alınmasını sağlamak.

Söyleyin bana, insan hayatını güvenceye almak isteyen bir düzen neden Türkiye’de kabul edilmez?

“Avrupa Birliği yasaları insan hayatını güvenceye almıyor”
diyebilecek bir AKP yöneticisi var mı?

Yok.

Zaten onun için bu konuyu gündemin dışında tutuyorlar.

Muhalefet de sesini çıkarmıyor çünkü bu karanlık sistemin içinde onların müteahhitlerine de pay düşüyor.

Medya da sesini çıkarmıyor çünkü o da bu paralardan biraz tırtıklamak peşinde.

Biz, parayı, ihaleyi, devlet harcamalarını şeffaflaştırmadığımız sürece burada gerçek bir demokrasi de kuramayız, gerçek bir hukuk sistemi de kuramayız.

Bakın, askerî vesayete karşı en çok dövüşmüş parti olan AKP, iş paraya gelince ordunun harcamalarının şeffaf olmasına, halkın gerçekleri bilmesine izin vermedi.

İş paraya gelince, orduyu halka tercih etti.

Oyu ve parayı halk veriyor ama o paranın ordu tarafından nasıl harcandığını bilemiyor.

Paranın harcanmasını bir karanlık içinde tuttuğunuz sürece bir Ergenekon biter bir başkası başlar, askerî vesayeti siyasette geriletir ama parasal konularda ona teslim olursunuz, iktidar mücadelesinde her türlü kolpoyla karşılaşırsınız.

Sadece şu son olayda yüz ihalede yolsuzluk tesbit edilmiş.

Bu, tek bir dosya.

Daha başka neler olduğunu da Allah bilir.

Girdiğiniz kaç devlet binasında, çocuğunuzu gönderdiğiniz kaç okulda, üstünden geçtiğiniz kaç yolda malzemeden çaldıklarını biliyor musunuz?

Bilmiyorsunuz tabii, nerden bileceksiniz?

Bizim gazeteyi okumayan milyonlarca insan şu anda yüz ihalede vurgun yapıldığı konusunda en küçük bir fikre sahip değil.

Ortak bir sessizlikle soyuluyorlar.

Dindarı dinsizi de hiç fark etmiyor, hepsi susuyor, Erdoğan “dindar nesil yetiştirmek” istiyor ama o dindarları görüyoruz işte, ağızlarını bile açmıyorlar soygun haberleri karşısında, bizim dindar ya da dinsiz nesillere değil, özgür ve şeffaf bir ortamda yetişmiş “dürüst” nesillere ihtiyacımız var bence.

Dindarımız bol da dürüstümüz pek yok nedense.

“Bütün dindarlar dürüsttür”
diyen biri varsa bana medyada Uludere’ye ve ihale yolsuzluklarına karşı çıkan, gerçeklerin aydınlatılmasını isteyen “dindar” yazarlar göstersin.

Bu sistem fersudeleşmiş.

Bunu kenarından köşesinden düzeltemezsiniz, temelinden değiştirmek zorundasınız, eşitliği, özgürlüğü, hukuku, demokrasiyi, şeffaflığı istemek zorundasınız.

Yoksa hükümetler gelir, hükümetler gider...

Soygun hep sürer, hep sürer.



 

J 7, 19, D-68159 Mannheim
Tel.  +49  (0) 621-15 12 12  
Fax +49 (0) 621-29 18 50

Kontakt:  uyan@uyan.de mail

Copyright © 2000 Cumali UYAN, Stand: 01. April 2002


ANASAYFA

HABERLER

YAZARLAR

POLİTİKA

KÜLTÜR-SANAT

BİLDİRİLER

BİLGİ HAZİNE

TANITIM

TARİHTEN