www.uyan.de


www.uyan.net

"Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir" sloganını ülkenin her yerinde görebiliyorsunuz. Altında M. K. Atatürk yazılı. Deniz Gezmiş'le birlikte Ankara Siyasal Bilgiler fakültesindeki dört konuşmacıdan biri İlhan Selçuk idi ve diyordu ki; eğer iki kere iki dört eder lafını Pentagon söylemişse doğru, Şule Yüksel Şenler bacımız söylemişse fevkalade, Necip Fazıl Kısakürek söylemişse eh. Amma bunu Lenin söylemişse muhafazanallah, Engels söylemişse neüzibillah, Karl Marx söylemişse dostlar başına. Sözün doğruluğunun önemi yok, illede kimin söylediği...

ANASAYFA

HABERLER

YAZARLAR

POLİTİKA

MAGAZİN

KÜLTÜR-SANAT

BİLDİRİLER

BİLGİ HAZİNESİ

TANITIM

TARİHİ

FOTOGRAFLAR

 



Ayhan Bilgen: Erdoğan Kenan Evren'den daha yetkili bir cumhurbaşkanı


HDP Parti Sözcüsü Ayhan Bilgen, Mecliste düzenlediği basın toplantısında Genel Merkezimize yapılan saldırı, Halep’te yaşananlar ve Anayasa değişiklik teklifi gündemlerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

- Halep, ikinci Mavi Marmara olayıdır
 

Halep’te bugün yaşananlar, yaşanan insanlık dramı bir sonuçtur. Bütün uyarılara ve eleştirilere rağmen Suriye politikasının büyük bir insanlık dramına dönüşme potansiyelini görmeyen, dikkate almayan bir siyasetin sonucu ile karşı karşıyayız. 

Putin’in bu gün bir açıklaması var. Erdoğan’la görüşüldüğü ve anlaşıldığı şekilde her şeyin geliştiğini söylüyor. Halep’le ilgili ricada bulunmuşlardı, oranın terk edilmesi ile ilgili. Sayın Cumhurbaşkanı da, "Arkadaşlara söyledik" demişti.

Elbette ki tüm insanlık dramlarında, sivillere yönelik her türlü saldırıda samimi olmak ve tutarlı davranmak gerekir. Halep için gösterilen duyarlılığın Cizre için Sur için, Nusaybin için, Şırnak için gösterilmemiş olması bir utançtır. Halep’te bugün yaşanan tablo, ikinci Mavi Marmara olayıdır. İkinci kez, daha önce destek verilenlerin, yanında olunanların yarı yolda bırakılmasıdır.

İdlib’e yerleşme, Minbiç’e operasyon yapma, El Kaide uzantısı Nusra gibi grupların Türkiye’ye taşınması gibi daha büyük yanlışlar… Umut ederiz ki bugün yapılan yanlışların bedelini önümüzdeki günlerde aylarda hep birlikte ödemek zorunda kalmayız. 

- HDP Genel Merkezi’ne saldırı

Dün gece genel merkezimize pompalı tüfekle yapılan saldırıya ilişkin devletin haber ajansı olan Anadolu Ajansı’nın web sitesi ve Twitter adresinde yer alan başlığa dikkatinizi çekiyorum. “HDP binası önünde havaya ateş açan kişi gözaltına alındı” deniliyor. Havaya ateş açılmadı, genel merkezinize ateş açıldı. Hiç olmazsa “saldırgan” ifadesini kullanmasını beklerdik. 

- Saldırgan sefer görev emrini yerine getirmek istemiş
 

Bu saldırı, son sürecin bir parçasıdır. Cumhurbaşkanı’nın, “özgürlük, demokrasi, bunlar hikaye” ifadesi ve “kurşun adres sormaz” ifadesi, milli dayanışma değil, hedef göstermeye dönüşmüştür. Saldırgan kişi seferberlikten bunu anlamış belli ki; eline tüfeği almış, sefer görev emrini yerine getirmeye çalışmış.

Milletvekili tutuklanması, genel merkeze saldırı; tüm bunlar HDP’ye yönelik tahammülsüzlüğün bir göstergesidir. Eğer TBMM Genel Kurulundan çıkan milletvekillerimizin izlenip binadan çıktıktan sonra hangi araca bindikleri, nereye gittikleri tespit ediliyor ve gerekli yerlere bildiriliyor ama genel merkeze gelip pompalı tüfekle ateş eden birisi önceden belirlenemiyorsa burada bir sorun vardır. Bunun okumasını iyi yapmak zorundayız.

Şimdiye dek bize ulaşan bir kınama mesajı yok. Sokağın her iki tarafında güvenlik güçleri olmasına rağmen, bir partinin genel merkezine yapılan saldırıyı hiçbir parti kınama zahmetinde bile bulunmuyorsa iktidar, ülkeyi yönetenler azmettiricidir, sorumludur. 

- Meclis’teki ortak metin gittiğimizde hazırdı


Beşiktaş’taki saldırıya ilişkin parti MYK’mızda bir bildiri hazırladık ve açıklama yaptık. Meclis’te ortak bir bildiri için çağrıldığımızda hazırlanmış metne imza atmamızı istendi. Ortak bir metin hazırlanacaksa, bunun yolu bu değildir. İçeriğe tümden katılsak bile bunun usulünün uzlaşmaya uygun olması gerekir. 

- AKP ve MHP sadece Anayasa’da uzlaşamamış

Ya başkanlık ya kaos dayatması, somut biçimde adım adım hayata geçiriliyor. Her şeye rağmen 400 vekil çıkararak bir başkanlık hedefine ulaşamama sonucunda bir gizli anlaşma ile bunu yapmaya çalışıyorlar. Her anlaşma arefesinde, partimize yönelik bir baskı başlıyor. Bu da gösteriyor ki, AKP ile MHP arasındaki anlaşma sadece Anayasa metninde değil. Aynı zamanda partimize yönelik tutumda da bir anlaşma var. Çünkü dokunulmazlıklar kaldırıldığı halde uzun bir süre gözaltı tutuklama olmadı ama Anayasa değişiklik paketi olgunlaştığında partimize yönelik saldırılar yoğunlaştı.

- Anayasa değişikliği konusunda Meclis baskı altına alınacak 

Bu meclis baskı altına alınacak. Bunu önümüzdeki hafta komisyon çalışmalarında göreceğiz. Adeta padişaha kelle yetiştirir gibi, komisyondan 20’nin üzerinde madde usule aykırı bir biçimde komisyondan geçirilmeye çalışılacak. Genel Kurul’daki oylamada da, milletvekillerinin yargılanmasıyla ilgili oylamada olduğu gibi oylarını açık etmelerine yönelik, AKP grup yönetimi tarafından baskı sergilenecek. 

İç tüzükte çok net tarif edilmiştir. Grup kararı alınamayacağı net olmasına rağmen, AKP Grup Başkanvekili kararını deklare etmiştir. Daha metni görmeden imza atan milletvekillerinin özgür iradesinden söz edilebilir mi? Komisyonda muhalefete baskı, Genel Kurul’da iktidar milletvekillerinin iradesi üzerine baskı kurarak 330’u kotarmanın arayışına girilecek. 

- Kenan Evren’den daha yetkili bir Cumhurbaşkanı olacak 

Referandum süreci başlarsa çok daha yoğun baskılar gerçekleşecek. Kenan Evren’in anayasasının içeriğine uygun ama ondan bir adım daha ileride. Kenan Evren’den daha yetkili, daha sorumsuz bir cumhurbaşkanı hedefleniyor. Tıpkı içerikteki uyum gibi, referandum ortamı da Evren’den bir adım ileride seferberlik havasında, adeta savaş ortamında yapılmak istenecek. HDP bunun önünde engel olarak görüldüğü için, HDP’nin tutumu net biçimde kendilerini rahatsız ettiği için güvenlik gerekçesi öne sürülerek, partimizin komisyona katılmaması için, referandum sürecinde Meclis’te olmaması için her türlü provokasyon yapılıyor. Yine aynı şekilde bilerek Genel Kurul'da gerilim tırmandırıldı. Bizim Meclis'te onlara engel olmamız önlenmeye çalışılıyor. Dışarıda yürüteceğimiz çalışmalar da parti yöneticilerimiz tutuklanarak, binalarımıza doğrudan saldırılarak engellenmeye çalışılıyor.


          J 6, 2 - 68159 Mannheim - Tel.   +49  (0) 621-15 12 12  - Fax +49 (0) 621-29 18 50

Mail.gif Kontakt:  uyan@uyan.de

Copyright © 2000 Cumali UYAN, Stand: 01. April 2002